Ben anksiyete ile uzun yıllardır boğuşan bir anti sosyal kişiliğim, sosyal fobia nın ete kemiğe bürünmüş haliyim. Sırf sokakta insanlar var diye günlerce dışarıya çıkmaya korktuğum zamanlar oldu, şaka yapmıyorum.
İşim dışında asla tanımadığım insanlarla telefonla konuşamadım, işin komiği ise işim tüm gün telefonda dünyanın dört bir yanındaki insanlarla konuşmaktı... Eve su ve pizza gibi şeyler asla söyleyemedim, müşteri hizmetlerini ömrümde bir kez aramışımdır onda da numarayı çevirmek günlerimi aldı, rezervasyon ve doktor randevusu gibi mevzuları da hep yanımdaki insanlara yaptırıyordum.
Telefon durumum bu kadar feci iken gelin yüz yüze ilişkilerimi siz düşünün. Eğer bir mağazada çok beğendiğim bir tshirt ün medium unu göremezsem asla sormam ve direk mağazadan çıkarım, hayatta Hotiç vb mağazalardan ayakkabı alamam,sanki tüm çalışanlar ayağıma bakıyormuş gibi hissederim, sırf bu yüzden çok nadir ayakkabı alırım, o da bershka olur genelde yani kimsenin ilgilenmediği yerler.
Hayatta hesap isteyemem sürekli yanımdakini dürtüp hesabı istesene, menü istesene derim.
Asla kuaföre, ağdaya, kaşa bıyığa gitmem, gidemem. Saçımı kendim, keser, boyar diğer işleri de kendim hallederim. Kuaför sandalyesine oturmak zorunda kalıyorsam da ağzımı bıçak açmaz adam orada bana Rihanna'nın tencere kapağı saç modelini yapsa dururum mal gibi, o yüzden gitmem...
Gaza gelip spor salonuna yazılmıştım, sonra çıkarken ne kadar kalabalık olduğunu gördüm ve bir daha gitmedim. İkinci gidişim de kaydımı sildirmek içindi zaten.
Tanımadığım bir topluluğa girdiğimde ağzımı bıçak açmaz, kesinlikle konuşamam ve oradaki herkesten içten içe nefret edip eve gitmeyi beklerim.
Tüm bunlar olup biterken anlık cesaretler gelir bazen ya da zorunluluklar.. Bir anda gidip hiç bilmediğim bir ülkede hayat kurmak gibi, ya da işim dolayasıyla tek başıma ülke ülke gezmek zorunda kalışım, tanımadığım insanlarla her gün konuşmak zorunda kalışım gibi.. Sosyal hayatımda ise tamamen farklı bir insanım. Şu an işi de bıraktığımdan antisosyalliğimin zirvesine bayrak dikiyorum. 25 yaşındayım ve her geçen gün daha fazla bu sorunlarla karşılaşıyorum.
Elimden geldiğince bu durumun beni hayattan alı koymasına izin vermemeye çalışıyorum. Yine de bazen kaçırıyorum, mutlu olmayı kendi elimle itiyormuşum gibi geliyor. Belki de evleneceğim adam o spor salonunda, belki de kuaföre giderken arabayı park ettiğim yerde bana park için yardım eden biri - evet genellikle yardım olmadan park edemiyorum :) Bir sonraki yazımda bunu nasıl yavaş yavaş aşmaya başladığımdan değineceğim can ceğizlerim,
Stay in tune
Ciao